Necdet Buluz


O silahların hedefinde Türkiye var...

ABD Başkanı Trump,daha önce yaptığı açıklamada ?PKK/PYD´ ye artık silah verilmeyecek? demişti.


ABD Başkanı Trump,daha önce yaptığı açıklamada ?PKK/PYD´ ye artık silah verilmeyecek? demişti. Pentagondan yapılan açıklamada da ?DEAŞ ile mücadele sona erdi. Verilen silahların Türkiye´yi tehdit oluşturanları geri alacağız? açıklamasını yaparak Türkiye´yi rahatlatmaya çalışmışlardı.
Ancak bu açıklamalara rağmen biz bunlara inanmadık ve yazılarımızda da ?İnandırıcılıkları yok? vurgulamasını yaptık.
Bugün gelinen noktaya baktığımızda dost ve müttefik olarak gördüğümüz Amerika´nın yanı başımızdaki terör örgütlerine 2018 yılında da yine silah sevkiyatında bulunacağı ortaya çıktı. Pentagon gelecek yıl PYD´ ye 50 uçak dolusu silah daha vereceklerini resmen açıkladı.
2018 yılında PYD´ye 12 bin kalaşnikof, 6 bin makineli tüfek, 3 bin RPG-7 roketatar ve bin AT-4 füzesinin teröristlere teslim edileceği açıklandı. Bu silahlar arasında İHA ve tanksavarlar da bulunuyor.
DEAŞ ile savaş bittiğine ve Suriye´de artık bu tehlike kalmadığına göre, terörist gruplara bu silahların verilmesinin nedenleri soru işaretidir. ?Bunlar kime karşı kullanılacak?? sorunsa da yanıt aranıyor.
YPG´ye verilen her silahın terör örgütü PKK´nın elinde bulunması bu soruların yanıtını açık biçimde veriyor.
Bundan sonraki hedef Türkiye olacak.
Suriye´de sayıları 25 bin olan PYD güçlerinin 2018 yılında 30 bine, daha sonra da 40 bine çıkarılacağını da yine Pentagon açıkladı. Aynı şekilde birçok PYD´nin silahlı gücü YPG´nin Amerika´da eğitim verildiği de biliniyor.
Düşmanlık ve bundan sonra ne yapılacağı artık çok açık.
Şimdi Amerika´nın PYD´ye silah yardımının geçmişine kısa bir yolculuk yapalım:
ABD´nin terör örgütü PYD/PKK´ya silah yardımını kapsayan ilk sevkiyatı, 7 Nisan´da Rümeylan hava üssüne yapılmış, ABD helikopterleri Rümeylan´daki PYD/PKK unsurlarına askeri malzeme yüklü kargo indirmişti.
O tarihten itibaren aralıklarla yapılan yardımlar devam etmiş, ABD´nin gönderdiği silahları taşıyan tırlar da görüntülenmişti. ABD´nin yardımlarının toplamda 30-40 bin kişilik orduyu donatacak niteliğe sahip olduğuna dikkat çekilmişti.
Suriye´de bir süre terör örgütü PYD/PKK´nın paravan kuruluşu SDG´nin sözcülüğünü yaptıktan sonra bölgeden kaçan Talal Silo da ABD´nin silah yardımında bulunduğunu itiraf etmiş, bunun yanı sıra askeri eğitimler verildiğini de açıklamıştı.
ABD´nin yardım kapsamında verdiği silahlar Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) yönelik terörist saldırılarda da kullanılırken Silo´nun bu konuya ilişkin, ?Silahların nereye gittiği umurlarında değildi, bir kere bile sormadılar.? ifadesi, ABD´nin konuya bakışını göstermesi bakımından dikkati çekiyor.
Teröristler, ABD´nin yardımı kapsamında dağıtılan silahları son olarak Hakkâri´de 9 güvenlik görevlisinin şehit olduğu saldırıda kullanmıştı. Hakkâri´deki saldırıda kullanılan AT-4 tanksavar, ABD´nin terör örgütü PYD/PKK´ya verdiği silahlar arasında yer alıyor.  Bu arada, ABD´nin 2018´de terör örgütü YPG´ ye 50 uçak dolusu silah yardımında bulunması öngörülüyor.
Şu noktaya dikkat:
Amerika silah desteğinin Suriye Demokratik Güçleri (SDG) yapılacağını söylüyor. SDG, burada tepki çekmemek için paravan isim olarak kullanılıyor. Aslında silahlar doğrudan PYD´ ye yapılıyor. Zaten SDG´den Türkiye´ye kaçan Silo´nun açıklamalarından da Amerika´nın bu sinsi oyununu görmüş olmaktayız.
Gerek Amerika´da, gerekse AB´deki bazı gazetelerde çıkan yorumlarda da YPG´nin silahlandırılmasının ardında hedefin Türkiye olduğu vurgulanıyor. Bazı Ortadoğu uzmanlarının görüşü de aynı doğrultuda olduğunu görmekteyiz.
Yanı başımızda bizi tehdit unsuru olarak güçlendirilen PYD´ ye karşı duyarsız olamayız.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere, tüm muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları ile bu yapılaşmaya milletçe karşı durmaktayız.
Suriye´de Rusya ile ortaklaşa girdiğimiz işbirliğinde de dikkatli adımlar atarak bizi tehdit edebilecek tüm unsurlara karşı sonuna kadar mücadele etmekten de kaçınmamalıyız.
Son bir not:
PYD´nin yeni Suriye´de yerinin ne olacağı konusunda Putin ve Esad önemli ölçüde etkili olacak. Bu Türkiye´yi de yakından ilgilendiriyor. Bekleyip, sonucu birlikte göreceğiz.