Tarihi Kapı Tokmakları Yok Oluyor

Muğla´nın tarihi kapı tokmakları, temsil ettikleri kültür ve yaşam biçimiyle beraber yok olmak üzere. Yaklaşık 150 yıl önce, çoğunlukla Ermeni ve Rum ustalar tarafından yapılan, şıklığıyla göz dolduran, bir dönem büyük değer verilen kapı tokmakları, şimdi

Tarih: 01.01.0001 00:00 211
Tarihi Kapı Tokmakları Yok Oluyor

Muğla´nın tarihi kapı tokmakları, temsil ettikleri kültür ve yaşam biçimiyle beraber yok olmak üzere. Yaklaşık 150 yıl önce, çoğunlukla Ermeni ve Rum ustalar tarafından yapılan, şıklığıyla göz dolduran, bir dönem büyük değer verilen kapı tokmakları, şimdilerde yaşam savaşı veriyor. Çok azının günümüze ulaşabildiği sanat eserleri, teknolojiye yenik düşerek yerini otomatik kapı zillerine bıraktı.

Muğla´nın en güzel mimari örneklerinden tarihi evlerin çoğunda, kuzulu kapı bulunuyor. İki kanatlı büyük bir kapının içinde yer alan ve ´kuzu´ olarak adlandırılan, aile mahremiyetini esas alan ahşap kapılar, içeriye doğru açılıyor. Üzerinde bulunan ve aksesuvar gibi görünen kapı tokmakları, ev halkının sosyal, kültürel ve estetik duyguları hakkında birçok manayı ihtiva ediyor.

 KADINLAR 2, ERKEKLER 3 KEZ ÇALAR

Muğla evlerindeki kapı tokmaklarının çoğunluğu kadın eli şeklinde. 3 kez çalındığında gelen misafirin erkek, 2 defa çalındığında ise kadın olduğunu belli eden tokmaklar, yakın döneme kadar yerel kültürün bir parçasıydı. Yaklaşık 150 yıl önce yapılan tokmaklar, zenginliği ve batıya dönük mimari tarzını da yansıtırdı. Dövme demirden yapılmış olan tarihi tokmaklar, son yıllarda antikacıların ve hırsızların gazabına uğradı. Muğla´nın kentsel SİT alanı içinde bulunan 4 bin kapı tokmağından, günümüze sadece 20-30 tanesi ulaşabildi.

TOKMAK HER ŞEYİ ANLATIRDI

Muğla´daki kapı tokmakları ağırlıklı olarak ördek, halka ve genellikle de el biçiminde. Evin kadını kapıyı açmadan kimin ve ne için geldiğini anlayabiliyordu. Evin beyi geldiğinde tokmak iki kez çalınırdı. Çocuklar hızlı ve sert aralıklarla vurur, misafirler ise daha yavaş ve aheste vurmayı tercih ederdi. Art niyetli birinin geldiği ise kapı sesinin şiddetinden anlaşılırdı. Kapılar birbirine yakın olsa da hangi evin tokmağının çalındığı tınısından belli olurdu. Ev sahibi, kısa bir süre için bir yere gittiyse tokmağın üzerine kısa, uzun süre dönmeyecekse uzunca bir ip asardı. Yatıya gittiyse, kalın bir ip asar ve düğüm atardı. Gelen misafirler de ipe bakarak ne zaman döneceği hakkında bilgi sahibi olurdu.

EVLERİ DE MEYDAN OKUR

Tokmakların bulunduğu Muğla evleri de tarih kokan mimarisiyle asırlara meydan okuyor. Muğla evleri 19´uncu Yüzyıl´dan itibaren Rum ustalar tarafından yapılmaya başlanmış ve toprak ağaları tarafından tercih edilmiş. Yan ve arka duvarları taş, ön ve iç kısımları ahşap. Avrupa ve özellikle İtalya´dan gelen neo klasik akımlar da mimari tarzlarını etkilemiş. Sadece Muğla´ya özgü değil fakat şehrin coğrafi özellikleriyle uyum sağlamış. Menteşe Belediye Başkanı CHP´li Bahattin Gümüş, şöyle dedi:

"Restorasyon çalışmalarıyla geçmişteki mimari özellikleri ve öğeleri aslına uygun olarak geleceğe taşımak istiyoruz. Onarımlarda çift uçlu çakma çivileri bile aslına uygun olarak yapıyoruz. Ancak kapı tokmakları dışarıda olduğu için kolaylıkla sökülüp alınıyor. Bazı restorasyonlarda kapı tokmakları yoktu. Bunları aslına uygun olarak dövme demirden yaptırdık ve yerine koyduk. Ancak önemli olan bu bilinci oluşturmaktır."

Mimar Ertuğrul Aladağ da ilgi duyduğu için araştırma yaptığı tokmakların sayılarının hızla azalmasının üzüntü verici olduğunu belirtti. ´Eski Muğla´ diye anılan bölgede yaklaşık 4 bin 400 tarihi ev bulunduğunu, bunların 400´ünün tescilli olduğunu ve çoğunda insanların yaşadığını belirten Aladağ, araştırması sonucu tokmaklarla ilgili öğrendiklerini şöyle anlattı:

"Ermeni veya Rum demir ustalarının hünerli ellerinden çıkan tokmaklar eski evlerin en önemli aksesuarlarındandı. Tokmaklar fonksiyonel işlevlerinin yanında sanat eseri özelliği de taşıyordu. Her evin tokmağının farklı olması çıkardığı sesi de farklı kılıyordu. Muğla´nın tarihi kapı tokmakları, temsil ettikleri koca bir kültür ve yaşam biçimiyle beraber yok olmak üzere. Bir şekilde bunun önüne geçilmesi gerekir. Çalınan tokmaklar antikacılara bile satılmış olabilir."