CHP MUĞLA MİLLETVEKİLİ DEMİR: YENİ TÜRKİYE`DE KÖYLÜLÜĞE YER YOK MU?

CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bütçe görüşmelerinde çiftçilerin sorunlarını gündeme getirdi. Çiftçilerin topraklarını ekemez hale geldiğini belirten Demir, köyle hızlıca boşalıyor. 2030’da tarım yapa

Tarih: 01.01.0001 00:00 227
CHP MUĞLA MİLLETVEKİLİ DEMİR: YENİ TÜRKİYE`DE KÖYLÜLÜĞE YER YOK MU?

CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bütçe görüşmelerinde çiftçilerin sorunlarını gündeme getirdi. Çiftçilerin topraklarını ekemez hale geldiğini belirten Demir, “köyle hızlıca boşalıyor. 2030’da tarım yapacak köylünün kalmayacağı iddia ediliyor. Yeni Türkiye’de köylülere, köylülüğe yer yok mu?” diye sordu. Demir ayrıca hükümetin “dağ, taş zeytin oldu” sözünü hatırlatarak, “zeytinciliğimizi ve zeytinle uğraşan insanları aşağılayan bir edayla söylenen bu sözleri kınıyorum. Dünyada zeytincilikte nerede geldiğimize bakın” dedi.

 

“Bakanlık Gelişiyor Ama İstihdam Büyümüyor”

 

Atanamayan ziraat mühendisi, gıda mühendisi, veteriner, su ürünleri mühendisi gençlere hükümetin istihdam sözü olduğunu hatırlatan Demir, “Gençlerin 2013 yılında 6 bin dolayında olan beklentilerine karşılık, hükümet sadece 499 kadro verdi. Bakanlık bu kadar gelişiyor, büyüyor ama istihdam yaratmıyor” dedi.

 

“Sigortalı Çiftçi Sayısında Çok Gerilerdeyiz”

 

Üreticilerin yeterince bilgilendirilmediğini söyleyen Demir, birçok çiftçinin don gibi doğal afetlerden ciddi zararlar gördüğünü belirtti. Üreticilerin yeterince teşvik edilmediğini ve uyarılmadığını da sözlerine ekleyen Demir, “Çiftçiler özellikle 2/B, ecrimisil gibi nedenlerden sigorta yaptıramadıklarını söylediler. Bizim bölgemizde, Seydikemer’de birçok insan sigortasını yaptıramadığı için çok mağdur oldu” dedi.

 

“Tarımın İklim Koşullarına Bağlı Olduğu Unutuluyor”

 

Tarımın iklim koşullarına bağlı olduğunu belirten Demir, “Tarımın iklim koşullarına bağlı olduğunu unuttuğumuzdan olsa gerek, çiftçinin meteorolojik olumsuzluklardan gördüğü zararı azaltamıyoruz. 2013-2014 tarım yılında yaşanan meteorolojik olumsuzluklar nedeniyle, bitkisel üretimde bir önceki yıla göre önemli gerilemeler olmuştur. Buğday 13,8; arpa 20,3; nohut 11,1; kırmızı mercimek 16,5; tütün 22, kayısı üretimi yüzde 65,4; fındık üretimi ise yüzde 25 oranında düşmüştür. Yani, biz meteorolojiyle tarımı buluşturamadığımızda, meteoroloji yeterince okunmadığı takdirde ve uyarıları zamanında yapılmadığı zaman ürünümüz çok zarar görüyor, dolayısıyla çiftçimiz ve Türk tarımı büyük zarar görüyor” dedi.

 

Sulama yatırımlarının da yetersiz olduğuna işaret eden Demir, yaşanan şiddetli kuraklığa karşın, ekonomik ölçütlerde sulanabilir tarım arazilerinin yüzde 30’dan fazlasının hala sulama yatırımlarının yapılmasını beklediğini ifade etti.

 

“İthalat Yaparak Hayvancılık Geliştirilmiş Gibi Gösterildi”

 

Hayvancılığın bitirildiğini dile getiren Demir, ithalat yapılarak hayvancılığın geliştirilmiş gibi gösterildiğine dikkat çekti. Rakamların hayvancılığın durumunu ortaya koyduğunu belirten Demir, “1980-2009 yıllarını kapsayan otuz yıllık dönemde sığır varlığı yüzde 33, manda varlığı yüzde 92, koyun varlığı yüzde 55, keçi varlığı yüzde 70 düzeyinde azalmıştır. Buna karşılık, 2009’u izleyen dört yılda sığır, manda, koyun varlığı yüzde 35, keçi varlığı ise yüzde 80 düzeyinde artmış ya da artırılmıştır. Hayvan popülasyonumuzun bu kadar kısa sürede bu denli artması biyolojik olarak mümkün değildir” dedi. Demir Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e “kaçakçılığı mı teşvik ediyorsunuz?” diye sordu.

 

“Büyüme Rakamları İçerisinde Tarımın Payı Azalıyor”

 

Büyüme rakamları içerisinde tarımın payının giderek azaldığını belirten Demir, “2014 yılının ilk altı ayındaki büyüme ise yüzde 3,3 olarak gerçekleşti. Buna karşılık, tarım 2014 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 1,8 oranında küçülmüş, yılın ilk altı ayındaki büyüme ise yalnızca binde 2 olarak gerçekleşmiştir. Bu veriler tarımda yapay büyüme döneminin sonuna gelindiğini göstermektedir” dedi.

 

Prim desteklerinin de azaltıldığını belirten Demir, “2014 yılında ayçiçeğine kilo başına sadece 6 kuruş destekleme verdiniz. Ayçiçeği tek örnek değil. Diğer 16 ürünün desteklenmelerinde de hiçbir artış yapmadınız yani çiftçiyi hiç desteklemediniz. Desteklemediğiniz gibi, kimyasal gübre fiyatları cinsine göre yüzde 240 ila yüzde 320 düzeyinde, karma yem ve mazot fiyatlarında ise yüzde 300’ü bulan artışlar yaptınız” dedi.

 

Çiftçilerin, elektrik borçlarından dolayı büyük sıkıntılar çektiklerini dile getiren Demir, çiftçilerin aylık gelen su faturalarını ödeyemedikleri için üretime yönelik mevsimlik ya da altı aylık bir ödeme planlaması yapılmasını talep ettiklerini aktardı.

 

“Tarımsal Üretim Azalıyor”

 

Büyükşehir Yasasıyla birlikte köy tüzel kişiliklerine ait tüm varlıkların belediyelere devredildiğini hatırlatan Demir, “Tarım arazileri, meraları, yaylaları imara açtınız. Bu yolla tarımsal üretimden zaten kazanç sağlayamayan çiftçinin elindeki araziyi satarak üretimden çekilmesi için zemin hazırladınız. Çiftçi sayısında büyük düşüşlere neden oldunuz. 2003 yılında 70 milyonluk nüfusa karşılık 3 milyon çiftçi varken bugün 72 milyona karşılık, 75 milyona karşılık 2 milyona düşmüştür. Üçte 1 çiftçimiz maalesef tarlalardan çekilmiştir. Buna paralel olarak son on yılda 30 milyon dekar arazi -ki bu Belçika’nın toplam yüz ölçümüne eş değerdir- tarımsal üretimde kullanılamaz olmuştur” dedi.

 

Gıda fiyatlarındaki artışa da dikkat çeken Demir, gıda fiyatlarının ortalama enflansyonun bile üzerinde yüzde 15 oranında arttığını ifade etti. Demir, bu artışım tarım ve gıda politikalarındaki yanlışlığı ortaya koyduğunu belirtti.

 

“Köyler hızlıca Boşalıyor”

 

Köylerin boşaldığını söyleyen Demir, “2030’da tarım yapacak köylünün kalmayacağı iddia ediliyor. Yeni Türkiye’de köylülere, köylülüğe yer yok mu Sayın Bakan? Türkiye’de en zenginler servetine servet katarken, Türkiye’nin yüzde 78’ini nüfusun yüzde 10’u alırken çiftçi neden desteklenmiyor?” diye sordu.

 

Demir Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker’e ayrıca şu soruları yöneltti:

 

·         Mısır gibi, pancar dışı şeker, tatlandırıcı kullanımı son yıllarda çok arttı. Şeker hastalığının artmasına ya da kötüleşmesine neden oluyor. Tedbir almayı düşünüyor musunuz?

 

·         Şanlıurfa’da bazen on iki saati aşan elektrik kesintileri oluyor. Biliyorsunuz, geçen yaz yol kesmeler oldu ve bu durum ciddi güvenlik sorunları yarattı. Bunlar için bir tedbir almayı düşünüyor musunuz, çözümü konusunda ne düşünüyorsunuz? Aynı olayları tekrar yaşayacak mıyız?

 

·         Çiftçiler ihtiyaçlarını karşılayabilmek için, tarlasını ekebilmek, mazot ve gübre satın alabilmek için artık tefecilerin kapısını çalıyor. Çiftçilerin kara gün dostu olan Ziraat Bankası, çiftçilere kredi vermek için çiftçilerden şehir merkezinde gayrimenkul istiyor. Bu sebeple çiftçiler kredi alamıyorlar. Bu konuda bir düzenleme yapılacak mıdır?

 

·         2002 yılından bu yana sürekli çiftçi zarar etmektedir. 2003 yılında 1 kilo pamuk 1,25 kuruş iken aradan geçen on bir yılda pamuğun 1 kilosu 80 kuruş ile 1 liraya satılıyor. 2002 yılında 1 kilo pamuk 1 litre mazot değerindeydi, şimdi 6 kilo pamuk 1 litre mazot alamıyor. On bir yılda çiftçiler zor durumda. Çiftçilik artık kazanç değil, yoksulluk kapısına dönmüştür. Tarımın desteklenmesi ve çiftçilerin yerinde kalması için herhangi bir proje var mı, yeni bir projeniz var mı?

 

Demir’in Sorularına Eker Yanıt Verdi

 

Demir’in sorularına yazılı olarak yanıt veren Eker, tatlandırıcı kullanımlarındaki artışla ilgili soruya, “nişasta bazlı şeker adı verilen mısır, patates, pirinç, buğday gibi nişasta bazlı tarımsal ürünlerden elde edilen şekerlerin kansere ya da metabolik hastalıklara neden olduğuna dair herhangi bir veri ve fikir birliği yoktur” yanıtını verdi.

Ziraat Bankasının çiftçilere kredi vermek için gayrimenkul istediği sorusunu yanıtlayan Eker, “Ziraat Bankası tarafından uygulanan iş ve işlemlere, Bakanlığımızın doğrudan müdahalesi olmamaktadır. Ancak bu kapsamda, bakanlığımıza iletilen şikâyetler, ilgili Bakanlık ve kurumlara iletilmektedir” dedi.

Tarımın desteklenmesi ve çiftçilerin yerinde kalması konusunda bir çalışmaları olup olmadığını soran Demir’e Eker, “Bakanlığımızca tarım sektörünün geliştirilmesi, üretimin arttırılması, rekabetçi bir yapıya kavuşturulması ve kırsal alanda refah düzeyinin iyileştirilmesi amacıyla önemli destekler sağlanmaktadır. Bu kapsamda tarımsal destekler; verimlilik, kalite, sağlık ve kırsal kalkınmayı esas alacak şekilde yeniden düzenlenmiş ve daha etkin hale getirilmiştir” yanıtını verdi.